İl Buluşmaları kapsamında 54.şehir olan Gümüşhane’ye gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Üniversitemizde düzenlenen “İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” adlı programda öğrencilerle buluştu.
Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek’i makamında ziyaret eden Prof. Dr. Ali Erbaşdaha sonrasında Üniversitemiz Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” adlı programa katıldı. Saygı duru ve İstiklal Marşı ile başlanan program, Ahmet Hamdi Akseki Cami İmam-Hatibi Mansur Sağır’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek; “Bu yoğun programları içerisinde illerimizi gezerek gençlerimizle buluşan bilginin önemini gençlerimize engin birikimleriyle aktarmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ali Erbaş hocamıza teşekkür ediyorum. Bizler üniversiteler olarak bulunduğumuz illerde sadece en üst seviyede eğitim öğretim faaliyetlerini yürüten kurumlar değil, aynı zamanda araştırma geliştirme faaliyetleri ve ürettiğimiz bilginin topluma katkılarının yayılması gibi sorumluluklar da üstleniyoruz. Bu çerçevede de bir taraftan öğrencilerimize öğrenim gördükleri alanlarla ilgili bilinçli ve donanımlı olarak onları mezun edebilmenin hazırlıklarını sürdürürken, diğer taraftan ürettiğimiz bilginin önce ilimize, bölgemize, ülkemize ve bütün insanlığa hizmet etmesi gayreti içerisindeyiz. Konu İlim olunca tabi, Yaratıcının en kıymetli varlıkları biz insanlar olarak gerek dünyada, gerek ahirette eğer mutlu olmak istiyorsak bilgi peşinden koşmamız gereken bir hazinedir. Ülkemizde, dünyamızda tek bir kelimeyle de olsa ilmin gelişmesine katkı sunan bilgi sevdalılarına şükranlarımızı arz ediyoruz. Peygamberimiz hadisi şeriflerinde “Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol veya bunları seven ol! Sakın beşincisi olma, yoksa helâk olursun” buyurmaktadır. Bu nedenle ilim gerçekten insanlığın ve bizim doğru kullandığımızda aynı zamanda Yaratıcının emirlerine de uygun bir hayat sürmemizin en köklü ve temel yoludur. Bu vesileyle de bugün aramızda bulunan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ali Erbaş hocamıza tekrardan teşekkür ediyor, hepinizi selamlıyorum” şeklinde konuştu. Rektörümüzün konuşmasının ardından sözlerine başlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve son olarak ilk uçuşunu gerçekleştiren milli savaş uçağı KAAN ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Erbaş konuşmasında şunları söyledi: “Gençlerimize yönelik nerede bir faaliyet varsa oraya koşmaya gayret ediyoruz. Başkanlığımızın bütün Genel Müdürlükleri, Daire Başkanlıkları, il müftülerimiz, ilçe müftülerimiz, bütün hocalarımız olarak gençler bizim en önemli değerimiz. Ülkemizde sadece öğrenci olarak 28 milyon kadar gencimiz var. Bu ne büyük bir zenginliktir. Dünyada nüfusu bizim öğrenci sayımız kadar bile olmayan 140 civarında ülke var. Sizler bizim için çok değerlisiniz. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Bu bizimle sınırlı değil. Üniversitelerimizdeki her Müslüman hocamız peygamber varisi. Branşı ne olursa olsun. Milli Eğitim Bakanlığında çalışan 1 milyon 200 bin öğretmenimizin her biri bir peygamber varisi. Peygamber Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ettiği zaman orada ilk yaptığı şey Mescid-i Nebevi oldu. Ve Mescid-i Nebevi’yi bitirdikten sonra ilk yaptığı şey Mescid-i Nebevi oldu ve Mescid-i Nebevi bittikten sonra ilk yaptığı iş orada okul kurmak oldu. Orada yüzlerce, binlerce sahabi yetişti. 637 yılında Hazreti Ömer Kudüs’ü İslam diyarı yaptığında esasında en büyük sevinci Yahudiler yaşadılar. Orayı Hazreti Ömer ’Darü’s-Selâm’ yaptı sevgili gençler. Darü’s-Selâm ne demek? Barışın yurdu. 400 sene devam etti Hz. Ömer’in Darü’s-Selâm yaptığı Kudüs’teki farklı inançlardan, ırklardan, hatta mezheplerden insanların barış içerisindeki yaşama süreci. Ne zaman ki bugünkü batılıların yine ataları olan haçlılar, 1099 yılında Kudüs’ü işgal etti. Yine büyük bir katliamdır. Kaçabilenler kaçtı, hayatını kurtaranlar kurtardı. Kudüs, Darü’s-Selâm’dan Darü’l-Harb yani kaosun, savaşın, kavganın yaşandığı bir yer haline geldi. Kimler yüzünden? Bugünkü batılıların ataları, haçlılar yüzünden. Şimdi 1099’dan 1187’ye kadar. 88 sene bu zulüm sürdü. Bu işgal 88 yıl sürdü. Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü tekrar Haçlıların işgalinden kurtardığı zamana kadar. Selahaddin Eyyubi ve askerleri, İslam ordusu 1187’de tekrar Kudüs’ü barışın yurdu haline getirdi. Ne zamana kadar? 1900’lü yıllara kadar 800 yıl. Farklı inançlardan, farklı dinlerden, farklı kültürlerden, farklı mezheplerden insanların barış içerisinde yaşadığı yer haline geldi. 1917’de Batılılar, Haçlıların torunları orayı tekrar kaosun yaşandığı yer haline getirdiler. 1948 yılında bugün terör devleti dediğimiz İsrail’i kurdurdular. Osmanlı’yı parçaladıktan sonra, İslam Devleti’ni parçaladıktan sonra ve 75 yıl oldu. Daha önce bu zulüm 88 yıl sonra bitmiş idi. Şimdi bekleyecek miyiz 88 yılı. Ben 88 yıl beklemeyeceğiz diye düşünüyorum.
KAAN uçağımızı yaptık ya, KAAN uçağımızı uçurduk ya Elhamdülillah. Daha nice böyle uçaklar uçacak inşallah yakın zamanda. İşte o KAAN’ı uçurduğumuz zaman Enfal Suresi’nin 60. ayetinin altına KAAN’ın fotoğrafını koyarak paylaştım. Düşmanlarınıza karşı hazırlıklı olun, besili atlar yetiştirin diyor Allah-u Teâla. Bugün o günün besili atları işte bugünün kağanları, bugünün kızıl elmaları, o günün besili atları bugünün savunma sanayiinde ürettiğimiz o silahlar ya da benzeri şeyler. İlmi kim geliştiriyor olursa olsun ondan istifade edeceğiz. Bizim de yeni yeni buluşlara imza atmamız lazım. Alanlarımızda çok iyi çalışmamız lazım. Müslüman her zaman en iyi olur. Bu ilkeyi de zihnimizden, hafızamızdan hiçbir zaman çıkarmamamız lazım. Yeryüzünde iyilik hâkim oluncaya kadar diyoruz biz, Türkiye Diyanet Vakfı’nın logosunun altında. Yeryüzünde iyilik hâkim oluncaya kadar. Bizim yaptığımız her işteki hedefimiz, yeryüzünde iyiliğin hâkim olmasıdır. Kötülüklerin ortadan kalkması, iyiliklerin yaygınlaşmasıdır. Müslüman’ın, müminin en önemli vazifelerinden birisidir. O yüzden hem eğitim süreçlerinizde hem de eğitim süreçleriniz bittikten sonra hayata atıldığınızda hep iyilik peşinde olun. Çünkü dünyayı iyilik değiştirecek diyorum.”
Konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek’in karşılıklı hediye takdiminde bulunmasıyla birlikte program sona erdi.
Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek’i makamında ziyaret eden Prof. Dr. Ali Erbaşdaha sonrasında Üniversitemiz Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” adlı programa katıldı. Saygı duru ve İstiklal Marşı ile başlanan program, Ahmet Hamdi Akseki Cami İmam-Hatibi Mansur Sağır’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek; “Bu yoğun programları içerisinde illerimizi gezerek gençlerimizle buluşan bilginin önemini gençlerimize engin birikimleriyle aktarmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ali Erbaş hocamıza teşekkür ediyorum. Bizler üniversiteler olarak bulunduğumuz illerde sadece en üst seviyede eğitim öğretim faaliyetlerini yürüten kurumlar değil, aynı zamanda araştırma geliştirme faaliyetleri ve ürettiğimiz bilginin topluma katkılarının yayılması gibi sorumluluklar da üstleniyoruz. Bu çerçevede de bir taraftan öğrencilerimize öğrenim gördükleri alanlarla ilgili bilinçli ve donanımlı olarak onları mezun edebilmenin hazırlıklarını sürdürürken, diğer taraftan ürettiğimiz bilginin önce ilimize, bölgemize, ülkemize ve bütün insanlığa hizmet etmesi gayreti içerisindeyiz. Konu İlim olunca tabi, Yaratıcının en kıymetli varlıkları biz insanlar olarak gerek dünyada, gerek ahirette eğer mutlu olmak istiyorsak bilgi peşinden koşmamız gereken bir hazinedir. Ülkemizde, dünyamızda tek bir kelimeyle de olsa ilmin gelişmesine katkı sunan bilgi sevdalılarına şükranlarımızı arz ediyoruz. Peygamberimiz hadisi şeriflerinde “Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol veya bunları seven ol! Sakın beşincisi olma, yoksa helâk olursun” buyurmaktadır. Bu nedenle ilim gerçekten insanlığın ve bizim doğru kullandığımızda aynı zamanda Yaratıcının emirlerine de uygun bir hayat sürmemizin en köklü ve temel yoludur. Bu vesileyle de bugün aramızda bulunan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ali Erbaş hocamıza tekrardan teşekkür ediyor, hepinizi selamlıyorum” şeklinde konuştu. Rektörümüzün konuşmasının ardından sözlerine başlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve son olarak ilk uçuşunu gerçekleştiren milli savaş uçağı KAAN ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Erbaş konuşmasında şunları söyledi: “Gençlerimize yönelik nerede bir faaliyet varsa oraya koşmaya gayret ediyoruz. Başkanlığımızın bütün Genel Müdürlükleri, Daire Başkanlıkları, il müftülerimiz, ilçe müftülerimiz, bütün hocalarımız olarak gençler bizim en önemli değerimiz. Ülkemizde sadece öğrenci olarak 28 milyon kadar gencimiz var. Bu ne büyük bir zenginliktir. Dünyada nüfusu bizim öğrenci sayımız kadar bile olmayan 140 civarında ülke var. Sizler bizim için çok değerlisiniz. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Bu bizimle sınırlı değil. Üniversitelerimizdeki her Müslüman hocamız peygamber varisi. Branşı ne olursa olsun. Milli Eğitim Bakanlığında çalışan 1 milyon 200 bin öğretmenimizin her biri bir peygamber varisi. Peygamber Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ettiği zaman orada ilk yaptığı şey Mescid-i Nebevi oldu. Ve Mescid-i Nebevi’yi bitirdikten sonra ilk yaptığı şey Mescid-i Nebevi oldu ve Mescid-i Nebevi bittikten sonra ilk yaptığı iş orada okul kurmak oldu. Orada yüzlerce, binlerce sahabi yetişti. 637 yılında Hazreti Ömer Kudüs’ü İslam diyarı yaptığında esasında en büyük sevinci Yahudiler yaşadılar. Orayı Hazreti Ömer ’Darü’s-Selâm’ yaptı sevgili gençler. Darü’s-Selâm ne demek? Barışın yurdu. 400 sene devam etti Hz. Ömer’in Darü’s-Selâm yaptığı Kudüs’teki farklı inançlardan, ırklardan, hatta mezheplerden insanların barış içerisindeki yaşama süreci. Ne zaman ki bugünkü batılıların yine ataları olan haçlılar, 1099 yılında Kudüs’ü işgal etti. Yine büyük bir katliamdır. Kaçabilenler kaçtı, hayatını kurtaranlar kurtardı. Kudüs, Darü’s-Selâm’dan Darü’l-Harb yani kaosun, savaşın, kavganın yaşandığı bir yer haline geldi. Kimler yüzünden? Bugünkü batılıların ataları, haçlılar yüzünden. Şimdi 1099’dan 1187’ye kadar. 88 sene bu zulüm sürdü. Bu işgal 88 yıl sürdü. Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü tekrar Haçlıların işgalinden kurtardığı zamana kadar. Selahaddin Eyyubi ve askerleri, İslam ordusu 1187’de tekrar Kudüs’ü barışın yurdu haline getirdi. Ne zamana kadar? 1900’lü yıllara kadar 800 yıl. Farklı inançlardan, farklı dinlerden, farklı kültürlerden, farklı mezheplerden insanların barış içerisinde yaşadığı yer haline geldi. 1917’de Batılılar, Haçlıların torunları orayı tekrar kaosun yaşandığı yer haline getirdiler. 1948 yılında bugün terör devleti dediğimiz İsrail’i kurdurdular. Osmanlı’yı parçaladıktan sonra, İslam Devleti’ni parçaladıktan sonra ve 75 yıl oldu. Daha önce bu zulüm 88 yıl sonra bitmiş idi. Şimdi bekleyecek miyiz 88 yılı. Ben 88 yıl beklemeyeceğiz diye düşünüyorum.
KAAN uçağımızı yaptık ya, KAAN uçağımızı uçurduk ya Elhamdülillah. Daha nice böyle uçaklar uçacak inşallah yakın zamanda. İşte o KAAN’ı uçurduğumuz zaman Enfal Suresi’nin 60. ayetinin altına KAAN’ın fotoğrafını koyarak paylaştım. Düşmanlarınıza karşı hazırlıklı olun, besili atlar yetiştirin diyor Allah-u Teâla. Bugün o günün besili atları işte bugünün kağanları, bugünün kızıl elmaları, o günün besili atları bugünün savunma sanayiinde ürettiğimiz o silahlar ya da benzeri şeyler. İlmi kim geliştiriyor olursa olsun ondan istifade edeceğiz. Bizim de yeni yeni buluşlara imza atmamız lazım. Alanlarımızda çok iyi çalışmamız lazım. Müslüman her zaman en iyi olur. Bu ilkeyi de zihnimizden, hafızamızdan hiçbir zaman çıkarmamamız lazım. Yeryüzünde iyilik hâkim oluncaya kadar diyoruz biz, Türkiye Diyanet Vakfı’nın logosunun altında. Yeryüzünde iyilik hâkim oluncaya kadar. Bizim yaptığımız her işteki hedefimiz, yeryüzünde iyiliğin hâkim olmasıdır. Kötülüklerin ortadan kalkması, iyiliklerin yaygınlaşmasıdır. Müslüman’ın, müminin en önemli vazifelerinden birisidir. O yüzden hem eğitim süreçlerinizde hem de eğitim süreçleriniz bittikten sonra hayata atıldığınızda hep iyilik peşinde olun. Çünkü dünyayı iyilik değiştirecek diyorum.”
Konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve Rektörümüz Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek’in karşılıklı hediye takdiminde bulunmasıyla birlikte program sona erdi.
- Gösterim 721
- Toplam 7